Sayfalar

29 Ocak 2023 Pazar

"Yeni bir düş görebilir misin?"

evden çıkmamanın tadı. dışarda beni içine çeken bir şey yok. gerçekten. çıktığımda ise hep aynı rutin. düşündükçe canımı sıkıyor. ev iyi. eve dönmenin yolları klişesine girmiyorum. tükettiler her şey gibi. ama gerçekten yapacak bir şey yok. evden çıkmamanın tadı mı, dedim. tam bir saçmalık biliyorsunuz değil mi? 
...
"Yeni bir düş görebilir misin?" diyor Canetti. bunun üzerine yaz yazabildiğin kadar. her düş yeni değil midir zaten. bir de yeni düşler için insanın tüm duygu dünyasının ve bedeninin ciddi anlamda canlı ve heyecanlı olması gerekiyor ki yeni düş görebilmeye hazır olsun. o zaman düşler kendini belli eder. yaşlar ve düşler var bir de. her yaşın bir düşü. yirmilerin, otuzların ve kırkların. elliden sonrasını henüz bilmiyorum. ama düşlerde yorulur diye bir şey duydunuz mu, ben duymadım. o zaman düşler yorulur mu diye soruyorum. insan yorulunca düşlere takati kalmaz. yine yorgunluk mu dedim. bi gün ilçedeki arkadaşım dikkat etmişti, "ne çok yorgunluktan bahsediyorsun" diye. oysa çok enerjik ve pozitif bir yapım var. niye dilime dolamışım ki. bak aradan üç, dört sene geçti hâlâ yorgunluktan bahsediyorsun. tabii bir sıçradım. hiç farkında değilim ama ismet özel'in ilk şiirinin ismi "yorgun"muş dedim. biraz da yorgun olmak lazım ki dinlenesin yarınlar için. yorgun olan enerji toplar. bitkinlik değil bu tükenmişlik hiç değil. yorgunsun ve yeni düşler için dinleniyorsun. farkındasın hepsi bu.
...
"Yaşamımın en iyi zamanlarında hep içimde yer açtığıma, gittikçe daha çok yer açtığıma inanırım, bir yerde kar kürelerim, bir başka yerde gökyüzünün çökmüş bir bölümünü yine havaya kaldırırım, gereksiz göller vardır, onların suyunu akıtırım -bu arada balıkları kurtarırım-, büyüyen ormanlar vardır, onların içine yeni maymun sürüleri salarım, her şey hareket halindedir, ancak yer hep az gelir, hiçbir zaman: Ne için? diye sormam. Ne için, diye bir duygu da geçmez içimden; yalnızca bu işi hep yeniden, sürekli yapmak zorunluluğunu duyarım ve bunu yapabildiğim sürece de yaşamımı hak etmiş olurum." E. Canetti~ İnsanın Taşrası
...
bir şiir şöyle bitiyor:
"peki içimdeki bu sıkıntı ne zaman güneye iner?" mehmet karaca


2 yorum:

Adsız dedi ki...

Her sabah, evden çıkmamanın tadını evde bırakarak dışarı çıkmak, sokağın tadını sokağa bırakarak dönmek. Her nerede isem tadın diğer tarafta kalmış olması..içimizdeki sıkıntıları değil de kendimizi güneye indirebilsek.

hüseyin dedi ki...

her şeyin tadı yerinde güzel o zaman :) kendimizi güneye indirsek sıkıntı kalmayacak gibi hissediyorum ben de.