Sayfalar

27 Ocak 2023 Cuma

02:13~ -7°C parçalı bulutlu

sahiden nasıl hissediyorsun, dedi. hislerimin bir önemi var mı ki? bütünüyle özgürlük her yerimi kaplamış bir haldeyim. yine de biliyorum ki çok sürmeyecek. ne yaptığımın farkındayım ama böyle olması gerekiyordu. "böyle olması gerekiyorlar"ı ne çok yaşıyoruz. böyle olması gerekiyor" olmuşuz hep. kaçtıklarımı sayamıyorum kaçtıklarıma ise sığamıyorum. "tam yirmi beş adım biliyor musun?" "nasıl yani?" gözleriyle işaret etti. kafenin kapısından oturduğumuz bu masa işte. yirmi beş adım. 

...

saçlarını kestirmiş. sıkma canını daha gür gelecek, dedim. yüzeysel bir teselliydi benimki telefonda. ama dişlerimi dudağıma geçirdiğimi içimin nasıl bir çığlıkla dolduğunu göstermiyorum. 

...

kahvaltıyı neden sevmediğimi anladım. kahvaltı sevilmez mi ya. ama okula kahvaltısız gittiğim zamanlar ve tatilde evde tek başıma tatsız tuzsuz bi an önce doyma hissi verse de kalksam dediğim o zevksiz anlar. kötü kahvaltıların mutsuzlukla bir ilgisi olmalı. böyle değildim.

...

"Bir şeyi yapma" diye bir özgürlük yoktur; özgürlüğün mutluluğu, kendi sınırlarını aşmak isteyen insanoğlunun yaşadığı gerilimdir, ve insan bu dileğini gerçekleştirmek için kendine en kötü sınırları seçer..... Özgürlüğün kaynağı ise soluk alma eyleminde yatar. Herkes, her havayı soluyabilir: soluk alma özgürlüğü, bugüne kadar gerçek anlamda yıkılmamış tek özgürlüktür." insanın taşrası-e. canetti

Hiç yorum yok: