Sayfalar

30 Mart 2024 Cumartesi

27 Mart 2024 Çarşamba

fırtınalı hayatlar

"Hayattayken William Faulkner, Scott Fitzgerald ve Hemingway’le birlikte Amerika’nın en güçlü kalemleri arasında anılan Thomas Wolfe, ülkemizde pek bilinmeyen bir yazar. Üslubuyla Philip Roth, Pat Conroy ve Beat Kuşağı yazarlarına ilham olan Wolfe"nin yazarlık süreci beyaz perdeye uyarlanmış. Filmi beğendim. Fena değildi. 

İsmini ilk defa duyduğum yazarın bazı kitapları Türkçe'ye çevrilmiş. Kitaplarını listeme aldım. Bir çok kitabı bilmediğim bir yayınevinden çevrilmiş. Umarım çevirisi iyidir. Holden Kitap'tan çıkan iyidir ama diğerlerini bilmiyorum açıkcası.  


"ve bütün tuhaflıklar, zaferler ve hayatın gücü aşağılarda kaldı."

23 Mart 2024 Cumartesi

günler çözüldükçe

 "Ben davamız için şiir yazdım, o hep önde oldu."

Günler Çözüldükçe, açıktan ve açıkça Sezai Karakoç’u Türk şiirinin yaratıcı bağlamı içinde ve modernizmin imkanlarını kullanarak, yüceltme veya hüküm verme amacı taşımadan insan oluşumuzun ve bir hayatın içinden safça geçişimizin içinden görmektir. Bir biyografi olmadığı gibi yazanın hatıralarının bir kısmı da değildir yazdığım. Anekdotlar, konuyu açmak ve genişletmek için seçilmiştir. Pek çok deftere yayılmış, dağınık Karakoç günlükleri belki bir gün gün yüzüne çıkar. Her cümlesi duyularak, düşünülerek yazılmıştır. Öze yaklaşıp zamana kristalize olmuş yorumlar bırakabilmişse aydınlığa bir adım daha varılmış sayılır. (Arka Kapak)
 
Ömer Erdem geçmiş günlerinin en vazgeçilmez ve etkili şahsiyeti olarak nitelendirdiği Sezai Karakoç’un yanında geçen günlerini birer birer çözüyor, çözümlüyor… Şairle olan anılarını, onun şahsiyeti üzerine gözlemlerini ve şiiri  hakkındaki değerlendirmelerini iç içe geçirerek çok katmanlı bir Sezai Karakoç’u gözler önüne seriyor.
Şiirden hayata açıktan dalışlar… (Arka Kapak)

"Yaşayarak iyileşiriz. Yazarak başkalarına da iyi gelebiliriz. Ölmenin tarihini yazabilen çıkmadı henüz. Yazmak, günleri çözmek, ölüme karşı yaşamı öncelemek değil mi? Mezar taşındaki yazı bile hayata aittir." 12. sayfa
...
"Issızlık (Türkçe'nin sızılı bir kelimesidir aslında) onu sessizce sarmıştı." 13. sayfa
"Dışarıdan derin bir sessizliği ve gözle görülür yoksulluğu vardı. Yoksulluk bir tercihti onun için." 13. sayfa
...
"Yarına atmak, kendini yarına atmak" tabirini kullanırdı Sezai Karakoç. "Kendini yarına atabiliyor musun?" 33. sayfa
...

"Burada önemli olan Karakoç'un bir Thomas Mann gibi düşünmesidir. Büyük yazarlar ve düşünürlerin hafızanın kuyusuna durmaksızın inip çıkmaları, hemen hiçbir ayrıntıyı isteseler bile unutmayışları belki de bundandır." 45. sayfa
...
"Israrla ve inanarak söylemek isterim ki Sezai Karakoç olmasaydı modern şiirimiz çevrimini yine tamamlardı fakat bu eksik bir modernlik olurdu." 153. sayfa 

20 Mart 2024 Çarşamba

bilinmeyen ülkede yolculuk

 Güzel bir romandı. Yolculuğun sağaltıcı bir yanı var. Yolla birlikte içe doğru bir yolculuk da başlıyor. Yol içinde nice yollar var. içimize doğru olanlar ise yorucu, karmaşık, karlakarışık ve çetrefilli ki. bir şekilde yollar bitiyor. ulaşmak istediğin ne varsa ulaşıyorsun. ama içimizdeki o yolculuk nereye varacak ki.


Dünyanın kardan bir pelerine büründüğü, yolların uçsuz bucaksız bir beyazlıkta kaybolduğu bir kış gününde karşılaşabileceği tüm tehlikeleri göze alan Tom, Sunderland’daki öğrenci evinde mahsur kalan hasta oğlunu eve getirmek için arabasıyla Belfast’tan yola çıkar. Fakat bu yalnız yolculukta ona; Noel neşesini bin bir çabayla aileye geri getirmeye kararlı karısı, eve dönüşünü sabırsızlıkla bekleyen küçük kızı, ne kadar uğraşırsa uğraşsın bir türlü bağ kuramadığı oğlu, hayal kırıklıklarıyla dolu kariyeri ve kendini gaipten bir ses olarak hatırlatan diğer oğlu Daniel eşlik edecektir.
Çağdaş İrlanda edebiyatının son yıllarda adından övgüyle söz ettiren, ödüllü yazarlarından David Park’tan babalar ve oğullar, peşimizi bırakmayan sırlar ve duyguların donup yeniden canlandığı anlar üzerine yalın, şiirsel, ustalıklı bir üslupla yazılmış unutulmaz bir roman. (arka kapak yazısı)
...
"dünya giderek soğuyor."
...
İnsanlar fotoğrafları anlamıyorlar. Sanıyorlar ki fotoğraflar zaman içindeki ânı donduruyor fakat gerçekte o ânı zamandan kurtarıyorlar..."
...
"Hepimiz küçülmüşüz, içimizdeki sessizliğe doğru çekilmişiz çünkü birbirimize ne söyleyeceğimizi bilmiyor ve korkuyoruz...."
...
"Fotoğrafı sadece fotoğraf makinesiyle üretemezsiniz, gördüğünüz tüm fotoğrafları, okuduğunuz tüm kitapları, dinlediğiniz müzikleri, sevdiğiniz insanları da bu eyleme katarsınız."
...
"... batmamak için çaresizce çabalarken her şeye sarılırsın."
...
"Hayat altınızdan halıyı çekmenin bir yolunu buluyor."
...
"... biriyle evli olmak, ne kadar yakın olursanız olun, size onun anılarına sahip olma ya da tanışmadan önceki öyküsünün bir parçası olma hakkı vermez."
...
"her şey yanlış, hiçbir şey yerli yerinde değil ve benim bu gidişatı değiştirecek gücüm yok."
...

"Hem kim tutacak elimi? Kim yol gösterecek bana şimdi?"