kitabı geç de olsa bitirdim. yazacak pek bir şeyim yok. sevgili D ile konuşurken okuyarak hiç boşuna vakit kaybetme dedim. :) sonra kafamda bir tuhaflık ve benim adım kırmızı'yıda okursam daha da orhan pamuk okumam, dedim. (kitaplığımda beyaz kale, kırmızı saçlı kadın'da var:)
orhan pamuk hayranı arkadaşım M.'de pek sevememişti kitabı. hayali bir ada üzerinden veba salgını zemininde tarihi bir roman. osmanlı'nın modernleşmesine orhan pamuk gözüyle bakış. hayali ve gerçek kahramanlar iç içe. kahramanların ruhuna pek giremedim. vebadan, ihtilal ve darbelerden fırsat kalmadı ki roman kahramanlarının pskilojisini çözelim. :) zaten yazar da üstünkörü geçiştirmiş. bence yani. bölümler kısa kısa. sıkıcı değil kitap. adadaki siyasi gelişmeler acaip komik geldi bana. kurmacayı gerçeklik zeminine oturtmayı pek başaramamış. dar zamana ne çok şey sığdırdın orhancığım.
bu yaz ne yapsak salgın da bittiğine göre (veba) minger adası'na mı gitsek. meşhur gül kremlerinden alsak. sokaklarında dolaşsak. kale'den denizi seyre dalsak. minger çöreği yesek.
sonuçta orhan pamuk yani. daha ne olsun.
mehmet fırat pürselim kitap üzerine bir yazısında veba geceleri üzerinden şöyle diyor; "..kurgusal romanlarda kimi tarihi olaylar ve kişiler kurmacanın inandırıcılığına katkı sağlamak ve atmosfer oluşturmak için bir arka fon olarak kullanılır. kurmaca ağır basar."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder