Sayfalar

6 Ocak 2022 Perşembe

okudukça












yeni yılın başlarında bitirdiğim iki kitap sunullah ibrahim'in "o koku" ve mustafa çiftçi'nin "ağlaya ağlaya öldük anam bacım" oldu. 
mısırlı yazar sunullah ibrahim'in kitabından ziyade kitabının hikayesi çok ilginç geldi. yasaklı bir kitap. yayımlandığı dönemin şartlarında kendi kültürlerine bir başkaldırı niteliğinde. günümüz edebiyatının anlatı gücünün altında bir eser. necip mahfuz dışında bir yazar daha tanımış oldum jaguar sayesinde. okumasam bir şey kaybetmezdim. aynısı mustafa çiftçi'nin kitabı için de geçerli. tadımlık, ayaküstü atıştırmalık hikayeler. dergilerde kalmış hikayeleri yeniden gözden geçirerek yayımlamış. önceki kitaplarındaki hikayelerin tadı var ama güneşte çabuk eriyen dondurma kıvamında. bir ilk kitap olabilirdi. ama iyi ki de olmamış. ne söylesem boş. mustafa çiftçi ne yazsa okurum. ağlaya ağlaya bir hal olmadık ama bir ağlama yoğunluğuna girip ağlamaklı olduk. doluktuk diye yazacaktım çekindim. ama  sözlükte varmış dolukmak. :)
...
william trevor'u daha önce hiç duymamıştım. türkçe'de bir iki kitabı daha var ama baskısı yok. yağmurdan sonra on iki öyküden oluşuyor. yüzkitap öykü kitapları basıyor zaten. kitabı bitirdikten sonra hakkında yazılanlara baktım. bayağı sevilmiş. taşrada sıradan insanların hayatlarına yoğunlaşmış. tek düze bir uslubu var yazarın. ama anlatımı o kadar sade ki sıkılmadan okudum. çevirisi de güzel. sarsıcı bir kitap değil. anlatının o yoğun güzelliği de yok. peki niçin okudum diye soruyorum kendime. o yalınlık, bağırmadan anlatması, gündelik hayatı anlatmak zor. belki de bunu başardığı için bitirdim kitabı. pişman değilim. parşömenfanzin'de yazarla yapılmış söyleşi çok çok güzel. kitaptan fazla söyleşiden o kadar çok cümlenin altını çizdim ki. hayran kaldım bu mütevazi yazara. o alıntılarımı ekleyeceğim.
......
sanat'ın icadı kitap okuma grubunda seçilen bir kitaptı. zanaat ve sanat üzerinden harika bir kültür tarihi çıkarmış yazar. keşke bazı konuları çok uzatmadan tekrara düşmeden yazsaymış dediğim anlar oldu. çok oldu hem de. ama "sanatın ilahlaştırılması" bölümünü çok beğendim. kitabın özü nedir derseniz kitapta geçen şu cümle gayet güzel özetliyor: "eğer insan edebiyata aşıksa durup dururken neden edebiyatın sorunlu geçmişini kurcalamaya kalksın ki?"
....
cengiz dağcı'nın "korkunç yıllar'ını bitirdim. pdf olarak okuduğum için fotoğrafta görünmüyor. cengiz dağcı büyük yazar. yaranız ne kadar derinse eseriniz o kadar büyük oluyor. saygı ve rahmetle. "onlar da insandı" kitabını da okuyacağım. kitabı araya sıkıştırmamda katkısı olan yazarıma teşekkür ederim.

Hiç yorum yok: