Sayfalar

4 Kasım 2024 Pazartesi

Bir şair asla dinlenmez.

 borges'e ve sohrap sipehri'ye teşekkür ederim. vesile oldukları için. 😊

...

"Sanatın görevi, sürekli olarak başımıza gelenleri dönüştürmektir, bunları semboller haline getirmek müziğe, insanın hafızasında kalıcı iz bırakabilecek bir şeye dönüştürmektir. İşte bizim görevimiz budur. Eğer bu görevi yerine getirmezsek mutsuz oluruz. Bir yazar ya da herhangi bir sanatçının bazen keyifli olan görevi, tüm bunları sembollere dönüştürmektir; bu renkler, formlar ya da sesler olabilir. Bir şair için semboller seslerdir ve aynı zamanda kelimeler, masallar, hikâyeler, şiirlerdir. Bir şairin işi asla bitmez. Bunun, çalışma saatleriyle alakası yoktur; sürekli olarak dış dünyadan bir şeyler alırsınız. Bunlar dönüştürülmelidir ve sonunda dönüştürülecektir. Bu ilham her zaman ortaya çıkabilir. Bir şair asla dinlenmez. O rüya görürken bile her zaman çalışır. Bunun yanısıra, bir yazarın hayatı yalnız bir hayattır. Yalnız olduğunuzu düşünürsünüz, fakat yıllar geçtikçe, eğer şanslıysanız, tanımayacağınız ama sizi seven büyük bir görünmez arkadaş çemberinin merkezinde olduğunuzu keşfedersiniz. Ve bu, büyük bir ödüldür." borges

...

Bahçemiz gölgesindeydi bilgeliğin 

Duygularla bitkilerin düğümlendiği yerdi bahçemiz 

Bahçemiz karşılaşma noktasıydı bakışın, kafesin ve aynanın.

Bahçemiz bir yaydı belki saadetin yeşil çemberinden.

O gün düşümde ham meyvesini çiğniyordum 

Tanrı'nın

Felsefesiz su içiyordum Dut koparıyordum, bilgisizce 

Bir nar yarılınca istek fıskiyesi oluyordu elim 

Çağırınca bir çilov, yanıyordu göğsüm işitme zevkiyle 

Bazan yalnızlık dayıyordu cama yüzünü 

Geliyordu şevk, atıyordu kolunu his boynuna 

Düşünce oynuyordu

Bayram yağmuru gibi, sığırcık dolu çınar gibi bir şeydi yaşam.


Yaşam o zaman bir sıraydı ışıktan, oyuncaktan

Özgürlüktü kucak dolusu 

Yaşam o zaman, musikîden bir havuzdu


Çocuk ayaklarının uçlarında uzaklaştı yavaş yavaş yusufçuklar sokağında 

Bağladım yükümü, çıktım hayaller şehrinden hemen 

Gönlüm yusufçuk gurbetiyle dolu


Dünya misafirliğine gittim ben: 

Keder ovasına 

İrfan bahçesine

Bilimin ışıklandırılmış eyvanına gittim ben

sohrap sipehri  (suyun ayak sesi'nden küçük bir bölüm)

Hiç yorum yok: