Sayfalar

17 Haziran 2021 Perşembe

exil

 

ırkçılığı, boğucu bir iş ortamı, sıcak, vantilatör, kabus ve fare metaforlarıyla işleyen bir film.

"exil’e göre ırkçılık bir trajedi değil, bir karabasan. karakterin karşılaştığı sorunlar karşısında en başından itibaren savaşmak yerine sivil itaatsizliğe başvurması, çoğu zaman çözmek için dahi uğraşmaması da bu yüzden. hatta film bunu, açılışından itibaren sıklıkla karşılaştığımız şirket sahnelerindeki sıcak mekân kurgusu üzerinden sembolleştiriyor. xhafer’in (cafer) toplantı yerinin değiştiğini sonradan öğrendiği sekansta, karakterimizin yakasının ıslaklığıyla gözümüze çarpan bu durum, şirketin hemen her yerinde ortamı serinletmesi için konulan vantilatörler ve pervanelerin boğucu sıcaklıkta hiçbir işe yaramaması ve sürekli herkesi kan ter içinde bırakma haliyle tanımlanıyor. mikro düzeyde şirketin, makroda ise toplumun ethosuna dönüşen fakat görmezden gelinen ırkçılık aslında hep var, hissediliyor, öznesiyle birlikte herkesi boğuyor, çözüm olarak ise basit ama işe yaramaz öneriler (vantilatörler) getiriliyor. ve neticede, ne vantilatörler o ortamı serinletmeye yardımcı oluyor ne de ırkçılığı halı altına itmek için atılan yüzeysel nutuklar işe yarıyor. koskoca şirkette havayı serinletmek için kullanılan nesneler ne kadar akla yatkınsa, xhafer’in (cafer) salt ‘farklı’ olduğu için alkışlandığı sahne de o kadar yarasına merhem oluyor." başak bıçak

Hiç yorum yok: