Sayfalar
29 Ocak 2022 Cumartesi
kış
25 Ocak 2022 Salı
24 Ocak 2022 Pazartesi
sakarmeke
23 Ocak 2022 Pazar
gece kayıtları
"Yaz kış onun zarafeti için şarkılar söylerim,
Gül ne kadar alımlıysa, o kadar alımlıdır yüzü,
Hem yaz hem kış şarkılarım onu anlatır
Kar onu bana hatırlatır."
Ezra Pound~ Kantolar VI.'dan
çeviri: Efe Murad
22 Ocak 2022 Cumartesi
beyaz geceler
21 Ocak 2022 Cuma
"Bir daktilom ve sınırsız çayım vardı."
william trevor'dan bahsetmiştim. kendisiyle yapılan söyleşi çok güzeldi. kıyıda köşede kendi hallerinde yaşayan yazarları seviyorum. söyleşiden altını çizdiğim bazı düşüncelerini not aldım.
"Bir daktilom ve sınırsız çayım vardı."
"Zaten yazarlar için tüm deneyimler iyidir, fiziksel acı dışında."
".....okumazsanız yazamazsınız."
"Birçok yazar sürgünlükten istifade etmiştir."
"Edebi hayranlığınız, tekrar okuyup okumadığınızla ölçülür."
"- Hikaye tanımınız nedir?
- Bir anlık bakışın sanatı olduğunu düşünüyorum. Eğer roman çetrefil bir Rönesans tablosu ise hikaye empresyonist bir resimdir. Gerçek infilak etmelidir. Gücü, neleri içerdiği kadar neleri dışarda bıraktığındadır. Anlamsızlığın külliyen dışlanmasıyla ilgilenir. Öte yandan, yaşam çoğunlukla anlamsızdır. Roman hayatı taklit ederken hikayenin kemikleri çıkmıştır, dolanıp duramaz. Asli sanattır."
- Zaman yıkıcı mıdır koruyucu mudur?
"- İkisi de. Hem sağaltır hem yıkar geçer, yaranıza bağlı; aslında karakteri ortaya çıkarır. Acı ya da şifa: İkisi de zamansız gelebilir. Bu, insanların yanısıra yazılacak en ilginç şeylerden biri; yazdığım her şeyin bununla ilgisi vardır. Zaman hava gibidir; her zaman oradadır, insanları değiştirir, karakterleri şekillendirir. Hafıza da karakteri şekillendirir; hatırlama biçiminiz sizi siz yapar. İnsanlar, diğerleriyle en özel yanlarını paylaşmak için çırpınıyorlar. Benim sıklıkla yazdığım, işte bu büyük zorluk."
"Sözcüklerle giriştiğiniz mücadele, başka hiçbir şey değilse bile, dile getirilmeye direnen bir şeyleri ifade etme çabanız sizi melankolik yapacaktır."
"Yazarların uzun süre depresif olma lüksleri olmadığını düşünüyorum. Yazarlar, insanların sandığından çok daha az ilginçtir. Daktiloları vardır ve katipler gibi masa başında otururlar. İlginç olan ya da olmayan şey yazdıklarımızdadır."
"Geriye dönüp bakmaya inanırım."
"Bir yazar olarak söyleyecekleriniz varsa, onlar bir şekilde ortaya çıkacaktır."
"Moda portmantoda olur. Edebiyatta moda, bütün sanatlarda da öyle, yıkıcıdır."
"Şimdilerde kitaplar sohbet programlarında; okunmaktan ziyade haklarında konuşuluyor."
18 Ocak 2022 Salı
üç nesil üç hayat
-doğum-
Yeni doğan, şimdi, yıkanmış, giydirilmiş, kundaksız, fakat dört tarafı kafesli ve tekerlekli nikel sepet içinde, her milletten ve mezhepten başka çocukların da sıra sıra dizildiği odaya götürülüp bırakılmıştır; yanlışlık olmasın diye ayağından ve kafesinin kenarından, numarasını taşıyan bir etiket sarkmaktadır, modern hayatta numara böylece, dünyaya gelir gelmez, ilk dakikadan insana musallat olmaktadır.
-yemek sofrası-
Mevlevi sofralarında biri su içerken öbürlerinin sahandan el çekip beklemeleri, yani fırsattan istifade bir kaşık fazla almış, hakka tecavüz etmiş olmamaları iktiza ederdi.
Ayıp değil, adeta günah sayılan bir nokta da şudur: Önünde ekmek parçası bırakmak! O bolluk zamanında bile ekmek dilimini hesaplı koparmanız ve son parçasıyla son yemek lokmasını beraber yuvarlamanız hem terbiye, hem din kaidesi idi.
Bugün ekonomik bir mecburiyet halini aldı.
-aşk ve alaka-
Göz ile görülüp el ile tutulanı değil, dimağımızın süslediği, şahaneleştirdiği hayalet ve hülyayı severdik. Sevdiğimiz, ekseriya o canlı şahıs değildi, onun yerine kalbimizin içine yerleştirdiğimiz büsbütün başka, manevi bir hüviyet idi ve ikisi yan yana gelince arada dağlar kadar fark hasıl olur, bizi şaşkınlığa uğratırdı.
***
Binaenaleyh bugünün aşklarında bir türlü yanaşılamayana, ele avuca sığamayana karşı duyulan tatlı tahassür, şiir, hülya yoktur; fakat maddi ve müspet ilimlerin, bilme ve tanımanın zevki, bu büsbütün ayrı keyif mevcuttur. Onun içindir ki, artık, âşık olmayı sevmiyoruz; daha ziyade tanıyıp hoşlandığımızı seviyoruz; sevda, şimdi ilme müstenittir; mamafih unutmamalı ki, ilimde dahi aldanmak ve boşa çıkan bir netice ile karşılaşmak mümkündür...
16 Ocak 2022 Pazar
"şair yoktur şiir vardır."
osman özbahçe, natama dergisi'nin 32. sayısında "cöntürklü günler" başlığıyla eleştirmen hüseyin cöntürk'le tanışma sürecinin ve buluşmalarının günlüğünü tutmuş. ben de bu yazıdan altını çizdiğim yerlerin bazılarını buraya not aldım.
.....
"Şair yoktur şiir vardır."
"Eleştiride uzun zamandır, doğru veya yanlış, benimsediğim yöntem: Şimdiden geriye doğru gitmektir" dedi: "Bugünü bilen geçmişe daha kolay gider, bugünü bilen adam eskiyi yazmak isterse, oturur, biraz çalışır, yazar; ama eskiden başlayan aynı başarıyı gösteremez."
"Laf arasında, (bir ismi hatırlayamamıştı) şimdilerde eskiye nazaran daha bir unutkan olduğunu söyledi. "Ama" dedi, "çok memnunum hatırlayamamaktan. Unutuyorum. Ve hiç pişman değilim unutmaktan. İyi oluyor. Kafam temizleniyor" dedi. İlk kez unutma isteğinden söz etti."
"Edebiyatta peygamber aranmaz."
"Eser Gürson'un yeniden yazıya dönmesinden bahsederken, şöyle bir cümle geçti: Gürson'u kastederek, "Birbirimizi geliştireceğiz". 82 yaşındaki bir insanın hâlâ kendini geliştirmekten söz etmesi çok çarpıcıydı."
15 Ocak 2022 Cumartesi
karlı bir akşam
sevdiğim dizinin üçüncü sezonu gelmiş. karlı bir gün. koltuğuma gömülüp diziyi izliyorum. üçüncü bölümde yolculuğa çıkan kahramanımız arabadaki cdleri karıştırıyor. radiohead'in let down şarkısını açıyor.
karlı bir akşam. ekmek almaya çıktığımda biraz tadını çıkardım yağan karın. şimdi düşündüm de arabaya atlayıp radiohead'in bu şarkısı eşliğinde yollara düşmek istedim. sonra bunu yapmayacağımı anladım. sadece arabaya atlayıp yollara düşme düşüncesini çok sevdim. belki yollara düşerdim yanımda radiohead'in şarkısıyla yollara düşmeyi isteyecek bir arkadaşım olsaydı. kim bilir o da yollara düşme düşüncesinin yola çıkmaktan güzel olduğunu söylerdi bana. aynen, derdim aklımdan geçenleri okudun. kahkahalarla gülerdik. diziye devam edeyim. çay içerim belki.
14 Ocak 2022 Cuma
Gâvur Mahallesi
Sahafa girerken kitap alma amacı taşımam. Kitap kurtarma hevesiyle girerim. Öyle nadir eser, ilk baskı, arşivlik hevesimde yoktur. Almak istediğim kitaplar ikinci el ve temiz olarak sahafa düşmüşse onu mutlaka alırım. Gavur Mahallesi ve yazarı hakkında hiçbir bilgim yoktu. Ödüllü olması da önemli değildi. Alıp okumalıyım, dedim. Sahafta karşıma çıktı aldım ve okudum. Tertemiz bir anlatım. Hikâyeler ise bir o kadar güzel. Herhangi bir ırkın, dinin öyküleri değildi. İnsana ait olanın hikâyeleriydi.
12 Ocak 2022 Çarşamba
meşe odununun kokusu
11 Ocak 2022 Salı
8 Ocak 2022 Cumartesi
altı çizili satırlar
"Önümde yalnız karanlık ve korku var. Ben ilerleyemiyorum. Önümdeki hayatı göremediğimden, daima geriye bakıyorum."
...
"Ben yalnızlıktan yaşayamıyorum."
....
"Ara sıra, kâh acılı, kâh sevinçli hayatımı hatırlıyorum ve hâtıralarım bana rahatlık veriyor. Geçmişle yaşamaya razıyım, yarını düşünmeyeceğim . Ya şeytan, beni hep kendi yolunda sürüklerse! Ya rabbim, sen beni kendi dünyanda yaşat... Sen beni koru!..."
....
"Geçen hafta "Hâtıralar"ı yazmamak kararını verdim. Ama hâtıralarsız içimin boşluğundan daha çok ıstırap duyuyorum."
.....
"Şimdiye kadar aştığım hayat yolumun, hatırası içimi yakar gibi olan bir parçası var. O yolu geçmiş bulunduğum halde, bazı geceler ter içinde uyanır, kendimi daha o yolda sanırım."
cengiz dağcı, korkunç yıllar
tabloda yağmur vardır
alıntı: meltem gürle (twitter)
6 Ocak 2022 Perşembe
yağmurdan sonra