Sayfalar

28 Haziran 2021 Pazartesi

paterson

 

"hayatın konusu yoktur, neden filmlerin ya da kurmacaların olsun ki?" jim jarmusch

"bazen boş bir sayfa daha çok imkan sağlar insana"

17 Haziran 2021 Perşembe

exil

 

ırkçılığı, boğucu bir iş ortamı, sıcak, vantilatör, kabus ve fare metaforlarıyla işleyen bir film.

"exil’e göre ırkçılık bir trajedi değil, bir karabasan. karakterin karşılaştığı sorunlar karşısında en başından itibaren savaşmak yerine sivil itaatsizliğe başvurması, çoğu zaman çözmek için dahi uğraşmaması da bu yüzden. hatta film bunu, açılışından itibaren sıklıkla karşılaştığımız şirket sahnelerindeki sıcak mekân kurgusu üzerinden sembolleştiriyor. xhafer’in (cafer) toplantı yerinin değiştiğini sonradan öğrendiği sekansta, karakterimizin yakasının ıslaklığıyla gözümüze çarpan bu durum, şirketin hemen her yerinde ortamı serinletmesi için konulan vantilatörler ve pervanelerin boğucu sıcaklıkta hiçbir işe yaramaması ve sürekli herkesi kan ter içinde bırakma haliyle tanımlanıyor. mikro düzeyde şirketin, makroda ise toplumun ethosuna dönüşen fakat görmezden gelinen ırkçılık aslında hep var, hissediliyor, öznesiyle birlikte herkesi boğuyor, çözüm olarak ise basit ama işe yaramaz öneriler (vantilatörler) getiriliyor. ve neticede, ne vantilatörler o ortamı serinletmeye yardımcı oluyor ne de ırkçılığı halı altına itmek için atılan yüzeysel nutuklar işe yarıyor. koskoca şirkette havayı serinletmek için kullanılan nesneler ne kadar akla yatkınsa, xhafer’in (cafer) salt ‘farklı’ olduğu için alkışlandığı sahne de o kadar yarasına merhem oluyor." başak bıçak

15 Haziran 2021 Salı

zeytin ağaçları altında

 

"Kalbin benimle mi?"

bir yıkımın içinden doğan aşk. 

tozunu silkelersen güzellikleri daha net görebileceksin. 

enkaz altından çıkan, taşı da yumuşatan aşk.

sayfayı çevirmeyi unuttuk.

6 Haziran 2021 Pazar

arkadaşımın evi nerede?

 

demir kapılar bir ömür boyu dayanıyor diye duydum. ama bir ömür ne kadar uzun bilmem.

bu şehirleri özel yapan ne bilmiyorum. herkes pılını pırtısını toplayıp şehre gidiyor... şehri hiç sevmiyorum. ait olduğun yerde kalmak önemli.

ne zaman sökülen kapılar görsem çok üzgün hissediyorum.













Dostun evi nerede?’ diye sordu, günün battığı yerde süvari
Gökyüzü biraz duraksadı.
Dudağındaki geçici ışık dalını kumların karanlığına bağışladı ve
‘Ağaca varmadan,
Tanrı’nın rüyasından daha yeşil
Asma dallarının indiği bir sokak var’
Ki orda sadakatin tüyleri kadar mavidir aşk
Erişkinliğin arkasındaki o sokağın taa sonuna kadar başını çevirme.
Sonra yalnızlık çiçeğine doğru yönünü değiştir
İki adım kala güle,
Mitolojik toprağın ölümsüz fıskiyesinde durursun.
Orada yakalar seni şeffaf bir korku.
Gökyüzünün samimi akışında bir hışırtı duyarsın.
Bir çocuğu görürsün
Yüksek bir çama çıkmış, ışığın yuvasından yavrular toplamaktayken
İşte ona sorarsın;
‘ Dostun evi nerede?’
Sohrab Sepehri

zama


 "insan düştüğü durumdan kurtulmak için önce kendisi çaba göstermeli."

"Bir balık var, hayatını bir aşağı bir yukarı yüzerek geçirir. Onu kuru toprağa atmak isteyen suya karşı gelir, çünkü su onu kabul etmez, onu artık istemez. Istırabı bitmeyen bu balıklar onları iten bu güce o kadar bağlıdırlar ki tüm enerjilerini aynı yerde kalmaya harcarlar. Onları nehrin ortasında değil, kıyılarda bulursunuz."


* çok ağır ilerleyen bir film.