Sayfalar

26 Şubat 2014 Çarşamba

kaç haftadır şehrin gözüne çekilen perde gibiydi bu sis. akşamları çıkmaya cesaret edemiyordum. boğuyordu beni.

23 Şubat 2014 Pazar

yoruldun mu?






yeni değil eski de değil/sen şarkılarını söyle

filmi nasıl okursunuz bilmiyorum. coen kardeşlerin filmleri sıkmaz beni. 
filmi nasıl izlersiniz bilmiyorum:
- bir tutunamayan hikayesidir.
- folk müziğin doğuşudur ki son sahne de sevdiğimiz bir sesin sahneye çıkması bizi büyüleyecektir. 
- kibrin içinde bir hüzün, hüznün içinde bir çığlık.
- bol şarkılı bol küfürlü bir film.
- sonra kısa da olsa yağmurda karda bir yol hikayesi. aslında içe doğru vicdana doğru bir yolculuktur bu. bir hesaplaşma. belki de değildir ne bileyim işte. ama yol filmleri güzeldir.
- tek başına ayakta kalmak zorundasın tek başına yola devam etmektesin. şuran sancısa da.
- kucağındaki kediyle harika bir film afişi. hem kendi odama da astım bu afişi.
- botları olmadığı için ıslanan ayaklar içinizi burkar.
- kedi de, ilewyn davis'de aynı eve döner.
.......





20 Şubat 2014 Perşembe

severdin sadri alışık'ı ah dostum...




zahrada

1995 slovakya/fransa ortak yapımı martin sulik filmi: "bahçede"
filmin en etkileyici diyaloglarından birkaçı:

"bu yeni teknolojinin tek yaptığı beni sinirlendirmek. ilerlemenin hiçbir manası yok. lakin insanlık çöküyor.
oh! tanrım. bizi ilimden kurtar. ve yoksullukla masumiyet nasip et bize..... 
hepimiz sahtekar bir onurun kurbanlarıyız..... 
yaptıklarımıza, ötekilerini inandırmaya çalışırken yaşayamıyoruz...."



- ne yapıyor?
- uçuyor.
- sonunda her şey olması gerektiği gibi.

17 Şubat 2014 Pazartesi

prize winner

elinizdeki piyango bileti size geri dönüşü olmayan bir kader mi sunacak.. ikramiye olarak ne çıkmasını isterdiniz? 
paraya dönüşmeyen dönüşemeyen her şey demek isterdim.
filmin afişi ise bir harika :)
......
"- alzhemier'ı mı var?
- hayır insanların söylediklerine inanıyor.
- çok kötü."



16 Şubat 2014 Pazar

Sonra, gene boşluk vardır...

Carlo Levi'nin "İsa bu köye uğramadı" romanını Francesco Rosi 1979'da sinemaya uyarlamış. 


13 Şubat 2014 Perşembe

dilsiz ve bitkindi benim kahkaham...







Knut Hamsun'un, Açlık isimli romanından sinemaya aktarıldı. Öyküsünü yayımlatma telaşında olan yazarın açlıkla imtihanı.
peki biz neyin açlığını yaşıyoruz. filmin sonunda kalacağız öyle. acıktığınızı hissedip. neyin açlığını yaşıyoruz sahi.

Torino Atı/Bela Tarr

fırtınan ne zaman dinecek lan dünya.

şato'yu göreniniz oldu mu?

- bahar ne zaman gelecek?
- henüz kış.

NOT: Filmde, Haneke'nin imzası vardır. romana sadık kalmıştır.

10 Şubat 2014 Pazartesi

bir sırrın içinden geçer gibi













"Ağlamıyorum, ama sen beni ağladığıma inandırmak istiyorsun, beni ağlayacak hale getiriyorsun. Durum, çok farklıydı. Sonra çevreme baktım ve hem çevremde, hem de çevremin uzağında herkesin beklediğini gördüm, başkaca bir şey yapmıyorlar, özel bir çaba harcamıyorlar, birbirlerinin eline uyku haplarını, tıraş bıçaklarını tutuşturuyorlar, insanın ne yaptığının bilincinde olmaksızın kayalıklarda gezintiye çıkmasını, hareket halindeki bir trende sarhoşken kapıyı açmasını ya da bir hastalığın başlamasını sağlıyorlar. Yeterince uzun bir süre bekledikten sonra, bir çöküş geliyor, uzun ya da kısa bir süre son geliyor. Kimileri buna karşın hayatta kalabiliyor, ama yalnızca hayatta kalıyor."



"sen pencerede, bakışların uzaklara sabitlenmiş bir halde kıpırtısızca duruyordun. eminim ki korkusuzca ölümle mücadele edebilmek için onu ehlileştirmeye çalışıyordun. sessizliğin içinde öyle güzel ve azimliydin ki yaşamaktan vazgeçebileceğin aklımın ucundan geçmezdi." andre gorz

8 Şubat 2014 Cumartesi