"Aşk aralıkta kalma halidir, sonsuz aralıkta." Ömer Erdem
paylaşılmış bir ömür var. felç bir ömrün sonunu kesip biçiyor. yaşlılığın vermiş olduğu o durgunluk kendi halinde akıp gidemeyecek artık. küçük bir göl ömür. bir fırtına ki bunun adı felç oluyor kalan günleri felç ediyor. ama o küçük göl o birikmiş göl kendi içinde çareler arıyor. terk etmiyor yol arayıp kaçmıyor. toprak -kadim yapı- onları o kadar sımsıkı sarmış ki felç ne çare. ya işte ne çare. haneke filmin ismini aşk koyarken ne düşündü acaba. duygusal değildi acı bir gerçekle yaşıyorsunuz filmi baştan sona kadar.
mutfak, soyulmuş yarım yumurta. musluğun açık bırakılması. boş bakışlar. acılı iniltiler. yavaş yürüyüşler, ellerin titreyişleri, iki kişilik ömrün birikimi, müzik, piyano, gazeteler, cdler, acıyı dindirecek sadece elinin elinde olması. hastanın vazgeçmişliği üzerine indirilen bir tokat. seyircinin o haline sen de dindir acını dindir dercesine araya sokulan tablolar. dokunuş şifa hastaya. sonra kapı aralarından sızan ışık, sonra güvercinin ikinci kez dönüşü.
her şey sondan başlamıştı. her şey dirilişle başlıyor der gibi.